20 Aralık 2009

Geldim

20 Aralık 2009
*Yılbaşı için konservatuvardaki arkadaşlarımla, Etilerde bi mekanda sahne alma ya da ailecek tanrıların dağı Olympos'ta eğlenme fikri arasında gidip gelmekteyim.
*Saçlarıma perma yaptırdım.(Gelen tepkiler yakıştığını doğrular nitelikteydi.)
*Depresif atağımı yaşıyorum son zamanlarda.
*Bu hafta içinde üç roman bitirdim.
*Çok Ateşli(!) bir doğum günüde katıldım.
*Bolca alışveriş yaptım.
*Benim için değerli olan birini, koluna başka bi x şahısını almış gezerken gördüm, kendimi aldatılmış sırtımdan vurulmuş hissettim.

*İstiklal caddesi, tiner çeken çocukların delikanlı çığlıkları, farklı yüzler farklı hayatlar boş bakışlar, ergen olup değişik tadlar deneme isteği taşkınlık, ilk bar deneyimi, bakire dudaklardan öksürükle çıkan sigara dumanı , intihar öncesi yalnızlığını bir kez daha hissetmek, belki bi kaç içki ve ilaç almak hedefi gerçekleştirmek adına, ıslak sokaklarda soğuk dumanlar, yanan bacalar görüp sokakta üşümek, yalnızlığın üşütmesi, tecavüze uğramak, körkütük sarhoş olup ona* benzettiğin biriyle sürüklenmek pişmanlığa, bulanık beyin, umursamaz tavırlar ve gecesinde tanımadığın kokuyu koklamak, uyandığında yatağın öbür tarafında... Altın vuruş, sessiz ve derinden çürüyen şehrin uğultusu, amaçlısızlık, beyaz çarşaf üstünde hayvan heriflerin inlemeleri, yıkanan çarşaf gibi çıkar mı üzerinden lekesi?

13 Aralık 2009

Pırasaya veda etmeli mi?

13 Aralık 2009
Saçlarıma perma yaptırmayı düşünüyorum.
Çok fazla işlemden geçti, yıpranacağından korkuyorum.
Ama yılbaşı için kendimde değişiklik istiyorum.
Ne yapsam bilemedim.
Karar aşamasındayım.
Birde pişman olmak var.
Kullanamamak var.
Öyle şeyler işte.
Senden naber?

11 Aralık 2009

Monoton bir gün.

11 Aralık 2009
Hissizleşirken kahrolmak...
Gözünü kapayıp bakmak istemediği gerçeklerin acısını tatmak.
Kimyasalların uyuşturduğu ama hala kanayabilen yaralarıyla yüzyüze kalmak.
Canı acımasın diye inanmak istediği yalanların zirvesinde, kabul etmediği gerçeğinin bağımsızlığını ilan etmesine izin vermemek.
Hala, gerçeklerine, mutluluğunu bozmaya çalışan birer teröristmiş gibi davranmak, direnmek.
Çevreye güçlü görünmek adına, gerçekleri kabullenen olgun birinin rolünü oynamak.
Hatta bazen rolün gerçek olduğuna inanmak.
Acımak...
Kendine acımak...
Çaresizliğe, değiştiremeyeceği ve kabullenmek zorunda olduğu hayata lanet etmek!

4 Aralık 2009

İki teker, tek mezar.

4 Aralık 2009
Motor yarışlarında başarılar kazanan arkadaşım, babasından aldı bu genlerini.
Babası, amcaları motor tutkunu, aynı şekilde benim babam ve amcalarımda öyle.
Aile dostluğumuz var, e beylerin anlaşabilecekleri ortak noktaları var nitekim.
Arkadaşımın babası senelerin motorcusu ve bi çok trafik kazası atlatıp ameliyatlardan sağlam çıkan bi bünyeye sahip.
Geçen gün arkadaşım bize geldi, babam trafik kazası geçirdi, yoğun bakımda.
Biz şoklardayız.
Yine aynı hafta içinde babasının durumundan haberdar etmek için, babamın muayenehanesine geldi.
''Babam iyi ya.Bişey olmaz ona, sağlamdır bizim peder'' naraları atan arkadaşım, bugün telefon açtı ve ''babam vefat etti'' dedi.
Baygınlık geçiriyordum.
Çok fena oldum.
Aslında her şey ne kadar boş.
Hiç bişey için üzülmeye değmiyor.
Bi gün varız yarın yokuz.
Adam hastanedeyken maç izlemiş ya, ertesi gün fenalaşıp ölmüş.
Hayat bi parmak balı önce azına çaldı sonra çıkarıp kıçına soktu o parmağı!
Böyle bişey olur mu ya aklım almıyo.
Nasıl yani.
Ölemez ya.
Senelerdir tanıyorum.
Kaldırılası bir şey değil.
En sevdiği tutkusu, mezarı oldu.

3 Aralık 2009

Kanatan paradoks, sikilmiş hayat.

3 Aralık 2009
Annemin içine, spermini akıttığı için babalıktan bi haber gencin, döllenen yumurtayı gebelik testinden öğrenip, babalık vasıflarını bilmeden bir plastik parçası 'pozitif'i gösteriyor diye babam olmuş olması...
Benim için anlamı bu.

Ve zaten babam tüm pozitiflerden nefret ederdi.
Hayatından uzak tuttu pozitifleri.
Yaşattığı sinir krizleri bunun en büyük göstergesi.

Korunmasız seksten sonra doyuma ulaşıp boşalan ve ardından bi plastik parçasıyla baba olduğunu öğrenen herifi sevmek zorunda değilim.

Ona batıyorum çünkü, ben onun yaptığı hataları onun yüzüne vuracak kadar cesaretliyim.Yapmacık hareketleri, gelenekçi tavrı, boktan bi ailede yetişmiş olması, parayla babalığı satın almaya çalışması, sevgisini yasaklarıyla göstermeye çalışması, beni siktir olup gitmekle tehtit edip, aslında kendisinde onu yapıcak gücü bulamaması.
Canımı acıtıyor, anladım.
Üzgünmüş,
Hah.
Gebersin.
Git ulan
Git
DEFOL
SİKTİR OL GİT!

Bir olay daha olursa, yurtta falan kalırım artık beynim kaldırmıyor hiç bir şeyi.Zaten sinir hastasıyım, ataklarımı depreştirmesi hoşuna gidiyor piçkurusunun.
Ulan okul bitsin diye bakıyorum, gelmişim 20li yaşlarıma hala baba parası yiyiyorum.
Bu mu batıyor nedir, öf çok şey var da anlatıcak derman yok.
Bitkinim, yatmaya gidiyorum.